Turksab Karma Resim Sergisi

Resimlerinde çocukluğundan izler görüldüğünü ifade eden sanatçı yaşanmış olanla bilinmez gelecek arasında uzanmış bir ömrün film şeridine yenilerini ekleyerek ilerlediğini söyler. Sanat serüveni de bu minvalde sürmektedir. Gerek resim, gerek edebiyat alanında ürettiklerinin doğa ve kozmos bağlantılı olması bu olguların kendisinde bıraktığı izlerin yansıması olarak kabul edilebilir. Bunun yanında, doğanın bir parçası olan insanın kendi yaşam mekânı durumundaki doğaya hoyrat davranmasına tepki olarak kozmos ve gezegenimizin güzelliklerini hatırlatacak metaforlar kullanıyor. Bunu ‘’Doğadan Dokular’’, ‘’Yer ve Gök’’ adlı serilerinde işlemiştir. Bu sergide yer alan resimler bahsedilen bu serilerden yapılan bir seçkidir.

Mathieu T. Cambier

Fransız ve İngiliz bir aileye doğan Mathieu T. Cambier Londra’da ve Paris’te eğitim gördü. Akademik bir eğitim görmeye teşvik edilmesine rağmen gerçek tutkusu her zaman resim ve yazmak oldu. Mathieu’nun annesi hevesli bir ressamdı ve küçük yaştan itibaren Mathieu’yu resme ve güzel sanatlar eğitimi almaya yönlendirdi. Mathieu’nun resimleri, Britanya, Libya ve Borneo, ve Malezya ülkelerinde sergilendi. En yakınlardaki ‘Hayata Dönüş’ adlı sergisi Şangay’da sergilendi.

Mathieu’nun zengine ve şöhrete ilgisi yok. Onun ilgisi büyük çoğunluğumuzun varlığını sürdürdüğü sıradan dünyamızdaki güzelliği yakalamaya çalışmak; resimlerinde betimlediği Çin’de evlerinden işlerine yolculuk eden yolcular, İzmir’in dükkân önlerinde konaklayan sokak köpekleri örneklerindeki gibi... Ona göre gündelik hayatın içindeki konular değerli ve özgün.

‘Küçük yaşlardan itibaren zenginliğin ve şatafatın olduğumuzdan daha ilginç olduğu aşılandı bizlere. Oysa hayatta hiçbir şey şatafattan ve özgünlüğünü yitirmiş insanlardan daha sıkıcı olamaz.

Gerçek ise sıradan insanlar, sokaktaki yaşam ve rutin mekânlar ki bunlardır, tüm kültürlerin yürekleri ve

ruhları.’

Mathieu için, resim, hayatının son yirmi yılının günlüğü, hafızası olmuş durumdadır. Bazen gördüğü ya da buluştuğu arkadaşları, eşi dostu, ya da ilgilendiği, bulunduğu yerler, duygular ve mekânların ilhamı onu hemen hemen her gün resim yapmaya dürtüyor. Sanatçının resimlerini neredeyse kartpostallar olarak tanımlayabilirsiniz. Bu koleksiyondaki resimler İzmir’den bazı izlenimleri temsil ediyor, özellikle de mahallesi Karataş bu resimlere ilham verdi.